29 Ocak 2019 Salı

Valizini Alıp Gidengiller : Volissos

Daha ilk gençlik yıllarımdı. Benden 30 yaş kadar bir büyüğüm demişti ki " ayakkabı alışverişi yapmak kalmayı, çanta alışverişi yapmak ise olduğun yerden gitmeyi simgeler."

Çanta almayı, ayakkabı almaktan daha çok severim.
Arada yeni çantalar alsam bile tam 2 sene olacak, aynı çantayı kullanıyorum. 

Bu cümleyi hiç unutmadım. Aslında hepimizin hayat boyu aldığı kararların bir nedeni, o nedenin bir geçmişi, bir de içimizde yaşattıkları var.

Parasal döngümü yeniden yola koyabildiğimden beri hep yollardayım. Sürekli bir plan içerisindeyim. Masamda takvim, üzerinde gezi tozu notlarım... 3 kişi gezmek, iki kişi gezmek derken bir zaman geldi tek kişi gezmek oldu en büyük keyfim.

Neden bir çok kişiye aynı soruyu sorduruyor yalnız gezebiliyor olmak inanın ben de onları anlamıyorum.

+ Sıkılmıyor musun?
- Asla.
+Vakit nasıl geçiyor?
-Şahane.
+ Neler yapıyorsun?
-Sabah gözümü açıp, plaja iniyorum. Kahvaltı niyetine bir porsiyon meyve. Ardından da tüm gün, kitabım, fonda Yunan ezgileri, ayak ucum deniz.. bunaldıkça denize, sonra yeniden kitaba.. Öğlen saatinin gelmesi ile en soğuk biraya, ardından en leziz öğlen menüsüne, sonra biraz şekerleme, sonrasında deniz ve kitap ve yeniden bira...


Tatil anlayışım, plajda kendini bilmezlerin olmasına çok ters. Tam aksine dinlenmek için gelenlerin olması gerekiyor.




Alınmayın, çocuksuz alanları tercih ediyorum. Sukünet en büyük hediye.
Tam da bu nedenlerden Sakız Adası'nın sakin köylerinden birine gittim : Volissos


Google a sorduğunuzda size kesin olarak aynı yerleri çıkaracaktır: Karfas, Mavravolia, Agiadynami,  Agiafotia, Nagos say say bitmez.
Ben tatilde olduğumu hissetmeliyim. Sakinlik olsun, huzur olsun, güzel deniz olsun, kalabalıklar olmasın diyorsanız rotayı Volissos Limnos a kırmanız da fayda var.



Az değil 4 gece 5 gün kaldım ve hiç de sıkılmadım. Gündüz gayet cömert deniz, öğlen şahane yemekler yiyebileceğiniz tavernalar #elsueno #cafeammos #lafkathiabeachbar #akrogiali sırası ile her gün başka bir tanesini denedim. 🐙🐠🦞🐡Sadece #limnosrestaurant kalamarını pek tutmadım. 

Bir çeşitte başarısız olması şans vermemeyi gerektirmez. 🎶🎶Kaldığım gecelerden birinde inanılmaz müzikler geliyordu oradan. Kalamardan kaldı ama eğlenceden tam puan aldı. 😁😁 



Yemek yediğim yerden, Limnos’ta düğün olduğunu ve kutlamanın da orada devam ettiğini öğrendim. Yemekten sonra da düğüne uğradım. :)

Kaynaşmayı bilen insanlar, selam verip bir kenara iliştim ve elimde bir içki ile ben de düğüne dahil oldum. :)🍷🍷Eğlenmeyi bilmezseniz, ayağınıza gelse bile galaksi kadar sıkılır gidersiniz. Ama oluşan şartları da iyi değerlendirirseniz, yanınıza yaşadığınız kâr kalır.

Plansız ama çok da eğlenceli bir gece geçirdim.

Bütçe tamamen size bağlı Sakız'da. Konaklama pansiyon seçenekleri ile başlıyor, evler ile devam ediyor. 4* - 5* olduğuna asla aldanmayın otellerin. Yunanistan'ın geneli lüks anlayışından uzak. Ortalama pansiyonlardan ibaret. €25 -€45 olarak gecelik konaklamayı 1 kişi için düşünebilirsiniz. Erkenden rezervasyon yapmak hayatınızı kolaylaştırır. Hele bir de aradan booking, airbnb'yi çıkarırsanız o gün 1 öğünlük yemeğinizin parası cebinizde kalır.

Konaklama için şansım o kadar rast gitti ki anlatamam. Evgenia ve Yannis benim şansım oldular desem yeridir. Booking'den buldum kendilerini. Civarın en yüksek puanlı konaklama alanı Zorba's2ın sahipleri kendileri. buraya tıklayarak, kendi sitelerini ziyaret edebilirsiniz. gideceğim gün otobüs seferi olmadığından, Yannis, ablasını göndererek beni merkez'den aldırdı. :) Kaç kişi bu iyiliği ücretsiz yapıyor? Ya da ücretle yapan bile bulmak neredeyse zor.
İlk akşam ben yemeğimi yiyip, dönmüştüm ki onlar daha yeni yiyeceklerdi. Saat bu arada 23:30 gibiydi. :) Bildiğimi şiş - kebap yiyorlardı ama domuz eti versiyonu.
ilk soru şu oldu: Domuz yer misin? :)

Biraz zaman geçince, gördükleri klasik Türk anlayışında olmadığımdan, daha hızlı kaynaştık.

Sofralarına davet ettiler. Tok olduğumdan, şarap ile sohbete dahil oldum.

Türk yemeklerine, kültürüne, yaşam tarzına o kadar çok hakimler ki şaşar kalırsınız. Güncel ekonomik dar boğazdan başladık, yönetimin haline, ortadoğu meselelerine kadar sohbet devam etti.

Ertesi gün ben yine yemek saatlerine denk geldim. :) Bu sefer uzo ile devam ettik. Aklıma, çantamda olan kuru meyveler ve yemişler geldi. Elim boş gitmemek için onları da alarak davete icabet ettim.

O akşam çok içildi. Arkada yanık Yunan türküleri. Keşke anlayabilseydim. Evgenia ile o akşam çok sohbet ettik. Kendisi Atina'lı bir beden eğitimi öğretmeni aslen. Mesleğinin başında, denizci Yannis ile tanışıyor. Yannis Pire tarafından. Anladığım kadarı ile aileler arasında sınıfsal farklılık varmış. aşk, onları birleştirmiş. Beraber Sakız'a yerleşmişler. Ionas adında bir oğulları olmuş. 

Zavallı Ionas, 16 yaşındayken trafik kazasında hayatını kaybetmiş. Uzun seneler bu durumu kabul edememişler.
Kendilerini toparladıkları zaman da yeniden çocuk sahibi olmuşlar ve küçük Ionas dünyaya gelmiş.dünya yakışıklısı, tatlı ama biraz asi bir oğlandı Ionas.

Arkadaşlığımız benim tatilim boyunca devam etti. Çıkış yapacağım gün, akşam 4'e kadar odamı kullanabildim. Otele döndüğümde, Evgenia beni masa hazırlamış bekliyordu. Yemem için nasıl ısrar etti anlatamam!
Bahçeden topladığı domatesler, taze nane, tazr çam fıstıkları, kendi yaptığı kruton ve kendi üretimleri olan sızma zeytin yağı ile hazırladığı salatayı bütün tokluğuma rağmen kaşıklayarak bitirdim.
Yanında güzeller güzeli, mis gibi etli domates dolması vardı.

Veee ta ta taam bir anda elinde bir tabakla daha çıkageldi. Kocaman gülümsemesi ile Evgenia. Kadayıfı çok severmiş. İzmir'de yaşayan ablasına gidip, geldikçe alırmış. Bana da ikram etti.



Ben yedikçe o güzel kadın nasıl mutlu oldu, hayatım boyunca unutamam.

Yannis'in babası, son nefesini vermek üzere olduğundan, vedalaşmak için biz onun yanına gittik. Gerçekten de çok eski arkadaşlar gibi sarıldık ve vedalaştık.

Kısmetime  otobüs bir türlü geçmedi. Yolun bir bölümünü araba ile gittik. Yanımızdan bir otobüs geçti gitti. Zaman daralıyordu ve dönmem şarttı. Evgenia, inanılmaz seri bir şekilde 2 köy uzağa beni götürdü ve başka bir otobüz ile Sakız Merkez'e dönebildim.

Genel bilgilere gelecek olursam : 

Çeşme'den kolaylıkla kapı vizesi ile gidebileceğiniz gibi, kullandığınız Schengen vizeniz ile de adaya giriş yapabilirsiniz. Limanı arkanıza, denizi solunuza alıp, 500 mt ilerlediğinizde otobüs terminaline giden geçidi göreceksiniz. Terminal dediğime bakmayın. :) Her otobüsün seferi belli ona göre geliyor. 

Haftanın bazı günleri, bazı bölgelere sefer olmadığını bilerek ada'ya ayak basmanızda fayda var.  Buraya tıklayarak  en güncel otobüs saatlerine ulaşabilirsiniz.

Frappe içmeden, Mythos'u yuvarlamadan, açık şaraptan kana kana içmeden, kalamarlar, midyeler, kabak kızartmasına doymadan bence evinize dönmeyin.

Sakız, sen hep çok güzeldin. Bekle ki yine geleyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder