7 Aralık 2014 Pazar

Mümkün Olabilen Keşke'ler

Beni gerçekten tanıyanların şaşıracağı bir yazı başlığı seçmişim değil mi?

Ama evet gerçekten keşkeler mümkün olabiliyor. 

Yaklaşık olarak, 8 hafta önce bir akşam vakti anneme " anne ay, keşke keşke ben de gitsem " dediğim yere, peri tozu bulaşmış bir hızla gidiverdim. Mümkün olamayacak kadar mümkünlü oldu. Hem de ne mümkün.

** Yaralanmak kimin umurunda?

Son birkaç haftadır daha çok inandığım şeyler var kafamın içinde. 

Bunları anladıktan sonra kendimi sorgular oldum. Gerçekten istedim mi diye. 
İsminin, cisminin önemi yok. 

İstediğini çok istedim mi önce onu düşün. 

Çok yürekten isterseniz, çok içten dilerseniz sanırım dualarınız tutabiliyor.

Umut taciri olmadığımdan, % 100 garanti veremiyorum. 

Beni bulur da sorarsanız " kızııııııım çok istedim ama olmadı yaaa" derseniz vallahi kolaya kaçarım demek ki çok istemedin der direkt çark ederim. Ne de olsa bizce mümkün diyorduk bir zamanlar!!!

Garantili umut satışım yok. 

Gerçekteyen isteyin siz. 
Gün gelir gerçek olur. 
Sevinçten havalara uçarsınız bu da sizin bonusunuz olur. 

Aşkla yaşamaya devam edin hayatınızı.
Ve tekrar ediyorum. Mutsuz olduğunuz mekan/adam/kadın/iş varsa direkt olarak terkedin.

** Bıçağım şekil, önümden çekil. :p

Cânım Cumartesi gününde Aşk dolu taştan bina Mutfak Sanatları Akademisi'nde tekrardan workshop'a katıldım.
Çenem çalışırken, elim de çalıştı. 
Hatta bir ara yanımdakine hava atıyordum. Geçen kurban bayramında ne hikmetse babamız kurban kesti, ayol ben parçaladım etleri derken; arası 15 saniye sürmedi. Mutfağın en keskin bıçağını, sol işaret parmağıma oturttum.

Bu olay, annemin mutfağında yaşansaydı değil apartman tüm sokağı bizim eve toplamıştım bağırmalarımla..

Ama ben ne yaptım??? 

Mutfak Aşkınaaaaa! diyerek, derin bir nefes aldım, aman ya yok ciddiye alınacak bir şey diyerek kuzunun sırtını temizlemeye devam ettim. 

Aslını yazmam gerekirse etimden et kopmadı. Bıçak değdi, kemiğimi kopardı. Öyle bir acıdı ki, gözümden yaş akamadı bile. Etler beni bekliyordu. Yiğitliğe laf ettirmem hiç bir zaman. Burnum düşse...

Nefes alma seansı bittikten sonra, en kibar ses tonumla, yardımcı Chef Ramazan Bey'den yarabandı rica ettim.

Eh, bazen çektiğin acı, aldığın zevki bastıramıyor. Boşuna demiyorum, aşkla yaptığınız işi yapın diye. Bir değil, birkaç parmak üzerinde açılacak derin oyuklara bile dayanabilirsiniz. ;)

Varsın bıçak kemiğe dayansın. Kuzu Karski lezzetliyse, ben sosundan bir çatal aldığımda aklım başımdan gidiyorsa, "bu sos süper ama" cümlesini duyduysam; ikinci parmağı kesmeye bile değer! 

Etin kokmadığı, lokum gibi olduğu, renkli ve damakta kalan soslar tadında bir pazar dilerim herkese.

Omuriliğinizle 4,5 saatlik bir savaşa hazırsanız, Msa'nın kapısını Aşk'la çalmanızı tavsiye ederim. Zira sabır ve beceriye ihtiyacınız olacak. Benden söylemesi. :) 


** Kesik parmağım aşağıda.