1 Mart 2015 Pazar

Bahar Geldi / Şahidim Olur Musun Sevgilim?

Kesinlikle tahtaları eksik olanlar var bu hayatta ama benim gerçekten kereste imalatı ile uzaktan yakından ilgim olmadı bugüne kadar. Ben hep büyükbaş hayvanlıkla geçindim...

Son dakika işleri ve ve planları gezmeler vs derken dün 21:00'a kadar şeker hamurlarımla sevgi seli yaratarak çalıştım. ve sonrasında cumartesi gecesinin tadını çıkarmak hakkımdı.

Müzik, dans ve alkol triosunun neticesinde başımı yastığa bırakmam sabaha karşı saatleri buldu.
Ne yapalım canım, her anımız işle geçmeyecek ya. Her çalışmanın bir bedeli var. Kimi zaman hamur açmaktan kopar belin, kimi zaman yogadan kimi zaman zumbadan. Seçenek çok, seç, beğen al canım.

Ultra hijyen halime döndükten hemen sonra yatağıma kondum. Oh canım yastığım benim. Benden daha hafif yorganım, rengi huzurlu odam. Öyle böyle derken hemen uyuyamadım tabii. Gazete turları vs derken uyuduğumda sabah 5'e geliyordu.

Yine rüya gördüm. bu kez pilot olmuşum. Afrika'dan evime uçuyordum. Açıkta kalmamışım. Sorun yok. Bir sürü tanımadığım kadının olduğu bir uçak bahsi geçen. Oldum olası uçmaya pek hevesliydim ama derdim pilot olmak değildi hiç. İş işte!

Telefonunun sesini kapatmayı unutmuşum. Tam uçaklar, pilotlar, kadınlar, kalkış izni, kule derken; saat kulesi edası ile çalan telefona uyandım. Gözümü henüz açamadığımdan, kim olduğunu bilmeden açmış bulundum.

Allloooğğğ??!! ( Pazar günü insan aranır mı sabahın köründe öküz! Saat 11:45 bu sırada ... Benim için sabahın körü kavramı 13:30 civarında bitmekte, saygılar! )

Karşımdaki ses, sanki sabahın 6'sından beri ayaktaymış gibi " N'aber kız cadı? " cümlesi ile konuşmaya başladı.

Allah tependen baksın e mi senin? Varlığınla katkın olmadı, sömürün oldu, yetmedi bir de uykumun içine ...

Uyuyorum ben, hayırdır? Kötü bir şey mi oldu? demeyi başarabildim. Demez olaydım. Adama iyi bir şey, bana da çok fena bir şey olacakmış da benim haberim yokmuş. Yememiş içmemiş, bu mevsimi beklemiş. Hatta yememiş, içmemiş, tuvalete yapmamış, beni düşünmüş. Hatta sanırım, cesaret iğnesi falan yapmış olabilir. Evet sanırım benden sonra kafayı sıyırdı bu. Hakikaten yaa ben bu kadar kalıcı hasarlar açmış olabilir miyim bu gerizekalıda?

Konuya girer misin Uzay, dedim gayet uykulu ve sinirli bir tavırla. Huyum değil, kısa kes aydın havası olsun diyemiyorum ben kimseye!

Rüya ile nişanlandım haberin var mı? Evet duydum Uzay, ne olmuş bana ne !?
Tamam işte biz nikah için gün aldık. 28 Mart Cumartesi. Kadıköy evlendirmede, kokteyl var sonrasında.

Nikah şahidim olur musun? diyecektim.

Sizin suratınıza kapı çarpmış gibi oldu mu hiç? Burnunuzun üzerine yumruk yediniz mi ya da ?

Bana olmamıştı da bu sabah oldu.

Onu haber veriyim dedim.

Duyduklarıma elbette inanamadım. Acaba hala rüya devam ediyor. Uzay, rüyamda mı konuşuyor? Demin yanımda olan kadınlar nereye kayboldular?
Sen ne diyorsun be adam!
Sen hep dalgacıydın ya hani. Belki yine şakacıktan diyorsundur.

Aklımdan bir sürü şey geçti ama sanırım dilimi yuttum. Dilim barsaklarıma varmadan, onu çektim çıkardım ve konuşmayı başardım.

Aaaaa hadi ya, bu kadar çabuk mu? Valla cevval kızmış. İyi tamam olur, olurum tabii. Ayıpsın Uzayım!




Sen değil miydin, bu adamla sevgili olmadan önce her derdini anlatan. Gecelere beraber akıp, sorana biz arkadaşız diyen. Arkadaşız ama aşığım abi. Aşık arkadaşız biz. Yok yani aramızda bir şey. Öyle eli belimde gezer ama yok işte, diyen.

Ardından adamla 3 kez sevgililik evresi geçiren.

Kıyamadığından, adamı çöpe atamayan.

Zaaflarından ötürü ( Çünkü hem gözü hem yüzü çok güzel be! ) tekrar tekrar adama şans veren...

Arkadaşız biz yaaa diye gezindiğin dönemde, bana bak evlenirsen nikah şahidin olacağım senin! Sen uslan evlen de şahitlik benden diyen babaannem değildi herhalde!

Yapamayacağım şeylerin lafını etmem.
Söz verdim mi tutarım.
Tuttururum da...

Uzay'ın içimdeki yankıları

Şimdi sıra sende tut bakalım sözünü.


Uzay gayet neşeli ve ciddiydi. Eminim bana bunları söylerken, o mavi gözleri kısık kısık olmuştur. Bir yandan da bilgisayar başında düğün davetiyesine bakıyordur.

Uzaycım, canım.

O zaman sana davetiyeni gönderiyorum, e mail in hala aynı değil mi? dedi.

Bir akşam iş çıkışı beni alacakmış, davetiyenin aslını da verecekmiş.

Nikah şahidine böyle bir kabalık yapılmazmış.

Sanal davetiye, ancak çağırmadık diye ayıp olmasın dediklerimize yollanırmış.

.......

İlk kez bu kadar çok konuştu bu adam.

Alkolün etkisi kaldı diyordum, yok güzelim yok bildiğin adam beni salladı, sarstı, yumruğu çaktı. Gayet ayığım.

Tamam, görüşürüz, öptüm vs diyerek telefonu kapadık.

Elin nişanlısını ben şimdi niye öptüm?

Sevgilim bunları okuyunca ne diyecek?

Herhalde topuklarıma sıkmaz ama kapılar kırılır, alkole vurulur.

Tamam ya öpmek yok, kızma!

Dün gece sokaklara savrulmamın nedeni baharın gelişiydi.

Bahar geldi.

Aşırı hızlı geldi hem de.

Düğün mevsim başlıyor demek.

Hem de bu başlangıç çok "sıkı" oldu be!

Ölsem de giderim.

Giderim, sonra yine ölürüm ama giderim.

Verilen söz tutulur.

Akıl edemedim ben. Belki pastalarını da bana yaptırmak isterlerdi Şöyle pastanın  üzerinde kocaman " R & U " koyardım.

İyicene iyilik timsali oldum.

Akşam içtiklerimden herhalde.

Nikahta ne giyeceğimi bile düşündüm bu satırları yazarken.

İllaki topuklu ayakkabı.

Ve altın tabii ki. Şahitten damada hediye...


Bu bahar çok güzel olsun istedim ben kaç gündür. Kısmeti böyleymiş.

Bu  bahar güzel olacak ben öyle istedim.

Pastel tonlarında bir bahar olsun.

Ilık olsun.

Güneşli olsun.

İlla ki AşK olsun.

Sevgi dolu olsun.

Güzelliklerle dolsun taşsın bu bahar.

Bu da baharlık şarkımız:

Baharlık Şarkı