20 Şubat 2015 Cuma

80'lik Dede'nin Beni Taciz Etmesi ve Sonrası

Bugünde bir terslik olduğu bariz belliydi aslında. Rüyamda aYkelebek ile 16 saat uçuş sonrası Abd'ye gidiyormuşuz. Ve ben kredi kartımı yanıma almayı unutuyorum. 
1- şu an gitmemize imkan yok, ancak 30bin Tl veren bir hayırsever çıkması lazım karşımıza
2- benim kredi kartımı unutmam mümkün değil Abd'ye giderken. 

Hayır, açıkta falan kalmamış ... 
Rüya işte.

Saat 15 civarı yetişmem gereken bir görüşmem var. Her şey planladığım gibi giderken, beni can damarımdan vuran aksiliği yaşıyorum ilk önce! Makyaj çantam yok ortada! 
Yedek diye tabir ettiğim çantadaki malzemelerle makyajımı yaptım. Sadece soluk oldu biraz ama olsun pembe allık ne güne var? 
Full makyaj olduğuna göre, demek ki benim malzeme fazlam var evde. Aylardır almıyorum zaten. Aldıklarım, stokladıklarım Atu duty free' yi sollar, o derece! 

Hadi evden çıkma zamanı. Kalın motorcu çizmelerim ayağıma, 11 cm topluklularım poşete. 

İçimdeki garfield bugün beni rahat bıraksaydı eğer, ben gideceğim yere otobüsle gitmeyecektim! Normalim, evden sarı dolmuşla Kadıköy, oradam sarı dolmuşla Altunizade olurdu. Üşendim. İnmeye binmeye üşendim. Yılda bir kez  bindiğim 252 haricinde otobüse binmeyen bayan aY, kaşınmış olmalı ki bugün otobüse bindi! 

Kara rağmen, 20 dakika yürüdüm ilk durağa vardım geçtim oturdum otobüsün en arkasına. Yanımda 2 kişilik daha koltuk var. Aman bana kimse değmesin, dolanmasın diyerek, sağ yanımı sağlama aldım! ( Bu ne demek oluyorsa? ) 

Yanımdaki koltuk boş, bir sonrakine 20'li yaşların başında bir genç kız oturdu. Çemenzar'dan bir dede bindi! Gözünde gözlük. Üstü başı, Bağdat caddesi'nde gezmeye müsait. Geldi ve laaak diye kızla benim arama çöktü. Kız, takip eden ilk durakta indi. ( Bir verdiği karşı gelmiş.) Dedenin yanına bir dede daha oturdu ve yanımdaki dede kıçı ile ( çok afedersiniz ama saatlerdir kibarlığı elden bıraktım ben) beni ittirmeye başladı. 
Elimde kitabım var. Kitabıma konsantreyim. Hadi bana öyle geliyor!! Yaşlı adam, yok artık dedim! 
Dede ittirmeye devam etti. Sağa kaydım. Ben kaydım ama yine ittiriyor dede sarkmış kıçıyla! Bu kez derin bir nefes aldım ve " beyefendi, itiyorsunuz ama gidecek yer kalmadı. İsterseniz biraz daha itmeyin" dedim. Dede hiç oralı olmadı.. Aynı cümleyi tekrarladım hem ittiren dede hem de diğer dede inan yüzüme bakmayı bırakın, duymadılar bile beni!

Olayın böyle olduğunu görünce, günah benden gitti. Günlerdir erkeklere nefretim artmış durumda. Her gün manşetlerde kadın cinayeti! Taciz! Taciz! Taciz!

Size söylüyorum duymuyor musunuz?'la ağzımı açtım! Biraz toplanın beyefendi dememle, dedenin ilk cevabı geldi! " Bu otobüsü babanın otobüsü mü sandın sen, nasıl istersem öyle otururum, terbiyesiz!! " 

Hem sapık! Hem de bana hakaret ha???!!!

Siz kime terbiyesiz diyorsunuz? Hem suçlu hem güçlü nasıl oluyorsunuz? 

Dede: Saygısız, esas sen kim oluyorsun, terbiyesiz , ahlaksız, senin ağzının ortasına bir vururum o zaman görürsün!!!

Elim ayağım buz kesti! Ellerim titredi resmen. Bir yandan hala kitabıma bakıyorum. 

Ne hakkınız var da siz bana vuruyorsunuz? Ben kim miyim? Bana bakın, esas ben size bir vururum yaşınıza başınıza bakmam! O zaman yaptıklarınızın nelere mal olacağını görürsünüz!

Dede hızını alamadı, ahlaksız, rezil, dedi bana! Bunu duymamla sigortalarım artı, devrelerim yandı. 44 kilo olan bedenim artık bakır saçlı HULK'a dönmüştü. Kitabı şaaak, diye kapadım. Ayakkabının olduğu poşete attım! Sol dirseğimle dedeyi ittirdim çekil be şurdan! diye bağırdım! 

Ben kim miyim öyle mi?!!!! 
Şimdi bak gör, ben kimim?!
Dedenin suratının orta yerine, içinde topuklu ayakkabıların olduğu poşeti indirdim! Ahlaksız, sapık! Diye bağırdım.

Herkesin oturduğu otobüste ne mi oldu?
 
Ben halk kahramanı olmadım.
Ben adama bağırdığım için yuhalanmadım! 

Sadece arka kapının hizasında olan 4'lü koltuktaki 2 hanım 1 bey olaya müdahil oldu. 

Anlıyacağınız "insanlık ölmüş" dedikleri şey her neyse gerçekten ölmüş! 

4'lü koltuğun teki boştu oraya oturdum.  Dede, yanındaki diğer dedeye hala benim ahlaksızlığımdan dem vuruyordu.

Madem ben haksızım, suratının ortasına poşetinle çarptım senin pislik herif! Karşılık verseydin ya!! Hani vuruyordun ağzımın ortasına??? 

4'lü koltukta dedeye ters yönde oturan beyefendi, bana yerini verdi. Hanımefendi böyle oturun lütfen, geçmiş olsun, dedi.
Diğer 2 hanım dedeye susun artık, kabahatinizle oturun dediler. 
Otobüsün kalanından ses yok.!

Öldüler sanırım. Aaaaaa koltukta oturan ölüler var! Kaç adet fatiha okumam lazım size? 
Ben bir tane okuyorum siz aranızda paylaşın! 

Oturdum. Ömrümde ilk kez ayaklarım zangır zangır titriyordu. Dizlerimin titrediği oldu, aşktan. 
Ellerimin titrediği oldu heyecandan.

Böylesi bir titremeyi hak etmiş miydim?

Ben bugün tembelliğimden otobüse bindim. Ve oturduğum yerde, sapık herifin teki resmen beni tost ettiğinden kafamın tası attı! 
Şimdi soruyorum. Ben senede bir otobüse binmeyen insan, bunları yaşadım. Güzergah ya da maddi zorunluluklardan otobüse ya da diğer toplu taşıma araçlarına binen kadınlar ne yapsın? 

Bu kadar mi adisiniz? Ölmeye 5 kala bile derdiniz hala erkekliğiniz! Erkekliğiniz batsın e mi? Koca kazıklara gelesiniz!!!


Kitabımı açamadım bile. İneceğim yer geldiğinde, yanımdaki hanım, umarım gününüzün kalan kısmı iyi geçer, dedi.

Beyefendi ise, yalnız dikkat edin poşetiniz yırtıldı, dedi. 

Otobüsten indim inmesine ama sinirim mi benimle geldi, yoksa erkeklere olan nefretim mi bunları başıma getirdi demekten kendimi alamadım. 

Belayı çeken biri olduğumu ben kabul ediyorum. Sanki birisi birilerine adresi veriyor, o da sağ olsun benim peşime düşüyor. 

Neyse yetişmem lazım benim diyerek, telefonumu açtım. Haritadan gideceğim yere bakıyorum. Yürümeye başladım. Kontrol için tekrar bakmak istedim ve az önce şarjı %65'i gösteren telefonum kapandı. Sinirlenmemekte ısırarlıyım. Sakin ol bayan aY! 

Az çok bildiğim için yolu yürümeye devam ettim. Trafik bir an duraksadı ve arabalar yeniden trafikte akmaya devam ettiler. Işıklardan ilk hareket eden araç öyle bir geçti ki, sağ yanım olduğu gibi çamur oldu. Siyah mantom baştan aşağıya, artı çantam, artı çizmem. 

O an gerçekten ağlamak istedim. Ellerimi yumruk yaptım ve yürümeye devam ettim.

Hayat dediğimiz şey bizi sınamak için var. Yürürken kafamı çevirip, aksi yöne baktığımda, gitmek için planlar yaptığım bir türlü gidemediğim bir binayı gördüm. Kapısından içeri giremediğim, daha doğrusu girmemin kısmet olmadığı...

Randevu saatimden önce gitmeyi başarmıştım. Uygun bir yerde, 11 cm topuklu meşhur ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Aptal soruların olduğu bir form doldurdum. Sıramın gelmesini bekledim.

Muhtemelen benden 5/6 yaş küçük bir kızla mülakat yaptık! Yani ben de onu sorgulamış oldum bir anlamda. 
Yine genel geçer bir dolu saçma soruyu cevapladım.

Kızın son sorusu : Hayattaki en büyük başarızlığınız nedir? 

O kadar çok cevabım yoktu. Yerine belki başka kelimeler bile seçilebilirdi. Ama artık çok yorgunum. 

Tek cevabım var, dedim kıza. ERKEKLER! 
Bu cevabı verirken rüzgar eser gibi gözlerime yaş oturdu resmen. Her nedendir bilinmez, karşımdaki kız da gözleri dolar gibiydi.

Bu yaşımda, şu zamanda kaybedecek bir şeyim yok. Falanca yerin ceo'su da olmayacağım! Neyse o kardeşim! 

En büyük acım Erkekler. Zaafım, mutsuzluğum, ilham kaynağım, sevincim, düşüncem, başarısızlığım evet başarılı olamıyorum! 

Öküze adam diyorum bütün neden bu aslında.

Bu defa kızla kadın - erkek ilişkilerini konuşur olduk. 

Ben bugün, o kapıdan geçerken, içeri girip " Merhaba, nasılsın, buralarda bir işim vardı seni de görmek istedim "cümlesini kuramıyorsam benim başarızlığımdır. Karşımdakinin bana yaptığı haksızlıklar bütünüdür. 
Kalp kırıklığımdır.
Korkularımdır ...

Belki yazdıklarımı okur. Belki bir kez olsun bana hak verir.

Ben her gidenle sonradan görüşebilmeyi başaran ender insanlardanım. Ta ki büyük bir kazık atana kadar!  O kazığı da artık ben atıyorum! Ha hayt! 

Bu kez cesaret edemedim. 

Bugünün bu kadar berbat seyretmesinin üzerine bir sinir bozukluğu daha yaşamak bana fazla gelirdi.

Bugünün bir bombası daha. Ne tür kitaplar okuyorsunuz bayan aY? 

Hi hi hi ben mi? Vallahi en son PuCCa'nın 5. Kitabını sipariş ettim D&R'dan :D 
Haricen yeğenlerime daha güzel anlatabilmek için masal kitapları okur oldum. Üstün Dökmen okuyorum bu aralar. Bir de yemek kitapları okuyorum. Ezberliyorum da denebilir. Amacım ileride kitabımın olması. 😊

Teslim edilmesi gereken bir pasta var ve daha çok işim var. Bugünlük bu kadar macera yeter. Ganajlar, pandispanyalar beni beklerler. 

Bu arada söylemiş miydim, PuCCa'nın son kitabı : O ADAM BURAYA GELECEK 😉😉😉😉😉😉

Haaaa gelmedi mi? Bak o zaman ben giderim, benden söylemesi elimkulağında! 😍😍 Vallahi giderim. ;)