9 Ekim 2014 Perşembe

" Ben Kimim?" işte Yanıtı

Aslında yaşadığım hiçbir şey kurgu değildi. Hayal ürünü hiç değildi ama neydi derseniz aklımdan geçenlerdi. 
Deli gibi burçlara kafayı takıp, yaşayan biri hiç olmadım. Merkürün geriye gitmesinin dışında takılmam... Tam bir boğa burcu insanı olarak bencilim ama nasıl? Boğa demişken, 1 porsiyon profiterol mü yoksa 2 hafta yetecek kadar yemek mi derseniz koşulsuz profiterolü seçer 2 hafta aç kalır, bir sonraki profiterolün hayali ile yaşarım! 
Benim seçtiğim, benim istediğim, benim söylediğim, benim sevdiğim, benim bildiğim, benim kararım, benim fikrim, benim yolum, benim benim lerle sınırlı bencilliğim. 
Pasta ile alakalı bütün blog ve web siteleri pastel tonlarla kaplanmış en cici en cıvıltılı sözlerle başlayan yazılar... 
Bunu yapan da bir insan öncelikle buna bakalım. 
Ben kimim? Evet ben " Bayan aY" çok okur, çok konuşur, çok gezer, çok yaşar, çok ağlar, çok güler, çok düşünür, çok sever, çok bağlanır, çok nefret eder, çok pişirir, çok inat eder, çok harcar, çok yürür, çok koşar ve az yerim. Evet az :)
20'li yaşlarına kadar gayet hanım hanımcık bir kişilik, yaptığı en büyük çılgınlık 1 şişe şarabı içtikten sonra  "herkesi sevdin beni neden sevmedin" diyebilecek kadar unutulmaz, üniversite yıllarının asi kızı ama en havaisi, kendi hür irademle, hiç kimsenin baskı ve tesiri altında kalmadan 20'li yaşların 2. Çeyreği için İstanbul il sınırlarında görüp, görebileceğiniz ilk 10'a girebilecek kadar en hanımefendi en en en küçük kadını, iş yerinin en kokoşu, 30'lara doğru şehrin en çılgın insanı, soyutladığı dünyaya ilk uçakla yalnız başına dalan, sonrasında bitmez tükenmez seyahatlere çıkan küçük seyyah, 4 / 5 senede bir kendine beddua etme huyundan vazgeçmeyen ve  tekrar kendine bedduası tutan, 12'den vuran sonrasında Bihter'e aşık Behlül misali "imkansız imkansız seviyoruuum" diyebilen cesaret abidesi, küçük bir cadının teyzesi (sadece Bayan aY'ı), bankacılık kariyerinde yol aldığı anda birden merdivenden hooop aşağıya atlayıp, arkasına bakmadan kaçan, silgi yetmez benim seni tipp-ex ile silmem lazım diyerek, son 13 senede aklında kalanların pek çoğunu silen, ilk fırsatta eli kolu dolu cupcake kutuları, kapsülleri, yeni kek kalıpları ve şeker hamurları ile eve dönen pastacı...

Bütün bunları neden yazdım çünkü yaratıcılığımızın altında yaşadıklarımız var biz varız. Ne üretiyorsam ya da üreteceksem aslında hepsi benden birer parça. Aklımda kalan fotoğrafların yansıması gibi düşünün.

Ne anlatıyordum; evet pişiriyorum çünkü yaratmak, yaratırken seyretmek, koklamak, tatmak sonrasında başarabildiysem övgüyü alabildiysem amaç bu benim için.
Dönülmeyecek noktalarda çok paniklediğim bir gerçek, ama dünyanın en  rahat insanı iken bir anda acaba beğenecekler mi herkes bana bakıyor paniği ile yay gibi gerilip, oturduğu yere sıkı sıkı tutunan da benim. Sanki ilk kez yapmışçasına o  pastayı ilk dilimi servis ederken, yiyenlerden gelecek ilk yoruma kadar heyecandan soluk almayı unutup, kocaman gözlerini açan da ben oluyorum :)

Hafızamı zorladığımda hatırladığım en eski ve benim için ilk sayılabilecek mutfak maceram 8 yaşımda yalnız başıma yaptığım bisküvili pasta. ( Sizi ciddiyete davet ediyorum sakın gülmeyiniz sene 1991 teknoloji ve içerik olarak gayet başarılı sayılabilecek bir deneyim. ) Sonrasında aklıma gelenler mayalı hamurlar, kek hamurları ve sütlü tatlılar... Kurslara ve dershanelere gitmenin haricinde haftasonları hep mutfakta olmayı seçerdim özellikle cumartesileri. ( İş hayatında boğulup, gidenler için cumartesinin altın gün olduğunu anlamam yıllarımı aldı :) )
Hayalim hep aşçı olmaktı ve bir de bankacı. Çünkü bankacılar çok süslü ve inanılmaz güzel kızlardı. E tabii Türk kafasının batıl inançları neticesinde düşen ilk dişimin bankanın içine attırmamın da bu mesleği seçmemde etkisi olduğu rivayetler arasında. 
Her Türk genci gibi akademik seçimlerimin yapıldığı yıllarda " okuyup, aşçı mı olacaksın kadının ömrü zaten mutfakta serzenişleri ile yine kendi seçimimle uluslararası ilişkiler okumak sureti ile bankacı oldum.  

Pastacılık / aşçılık için yeni bir öğrenci sayılmam zor. Çünkü seneler içinde çeşitli eğitim programlarına katıldım. Hala da düzenli  periodlarda eğitim almaya devam ediyorum. 
2014 senesinin başlarında da her şeyi arkamda bırakarak ( bu nasıl oluyor hala çözebilmiş değilim! )  kendi çapımda pastacı adayı olmaya karar verdim.

Dönem dönem ufak tarifler, püf noktaları ve en önemlisi ürettiklerimi hikayeleri ile birlikte görsellerini ilave ederek buradan yayınlamak planlarım arasında. 

Tanışma yazısı niteliğinde hayat hikayemin özetini okudunuz.

Kalpli, cicili , pembeli, morludan ziyade ben gibi bir anlatımla yazılar devam edecek.
Bu noktaya kadar sıkılmadan okuyabildiysen, beni sevdin demektir.

Evet başlayalım " Bayan aY yazıyor... "