15 Ocak 2019 Salı

Kendimi Sonunda Affettim


İnsan kendisini sevmeyi bırakır mı? Sorun bu. Sağından solundan, ortasından, altından, üstünden, kenarından bu cümleye yaklaşalım. 

Bundan yıllar yıllar evvel yine bir gece uykudan uyanmış, rüyamda gördüğümden yola çıkarak yazmaya başlamıştım. Gel zaman git zaman kaç kez ne yazdım, onu bunu mu şunu mu derken araya zaman hem de öyle böyle değil kocaman takvimler girdi. 

Kişi ne zaman üretken olur diyorum şimdi. Aradan geçen 4 seneyi bir düşünüyorum da. Ruh özgür olursa kişi üretken olur. Yükü atabildiyse kişi üretken olur. Kendini affedebildiyse kişi üretken olur. Ağır geçen bir kabullenme dönemi bittiyse kişi üretken olur. 

Başımıza gelen her olumsuzluğun bir nedeni var. “Neden ben?” diyerek, isyan edip, sonrasında kabuğuna çekilmek, insanlar dışında başka canlı türlerinde sanırım yok.

İşte tam da bu noktada ben bir gece kendimi affettim. Suçlu aramayı bıraktım. Unuttuğum geçmişim anızın aklıma düştü. Film şeridi derler ya, ışık hızı ile kafamdan eski günlerim geçti. 

Hayatımın en bunaltıcı günleri bankacılık yaptığım zamanlardı. Önceleri meraktan, sonra uzaklara kaçma istediğimden, sonrasında da kanıma giren keşfetme arzusundan bir oraya bir buraya kendimi gezerken buldum. 

İşte tüm o berbat, baskı dolu, sıkıcı, beni insanlıktan çıkarak zaman diliminde kendime huzur veren bir yol bulmuştum : y o g a

Avrupa yakasından, Anadolu yakasına cuma trafiğinde koşarak gelip, derse girip, akşamın kör saatinde eve döndüğümü biliyorum.

Bu böyle uzun süre devam etti. Haftada 2 gün hem de. Şimdi ne mi yapıyorum? Ofisten çıkıyor 3 durak yürüyor ardından eve geliyorum. Düşünmeyi, anlamayı, yargılamayı, araştırmayı, karşılaştırmayı bırakıyorum. Mesaim bitince bedenim de kontak anahtarını çıkarıyormuşum meğer! 

Alışkanlıklar dediğimiz şeyin, kazanılması da hiç zor değil. 1. kez yaparsın boğucu gelir. 2. kez yaparsın ne gerek vardı dersin. 3.’yü yaparken tepkin normalleşir. İşte ben de zamanla işten çık-eve git rutinimi normalleştirmişim. Araya sinema giriyor, tiyatro giriyor ama işten çık - eve git rutini bana tutkalla yapışmış gibi devam ediyor. 

Bugün bu rutini kıracak güçteyim. Nedenini bildiğim yüklerimden kurtulma kararını dün bu zamanlarda aldım. Ardından gelen öğlen de ilk aşamayı tamamladım. 

Fotoğraf, pinterest.

Kendimi affettim. 

Kendimi yeniden seviyorum. 

Cezam bittiğine göre, ben önce ruhumu sonra da bedenimi iyi etmeliyim. 

Esas olan kişinin kendisi. Çünkü hep, her zaman, her koşulda, her mevsimde, her senede, her yüzyılda insanı kurtaran yine kendisidir. 

Hayatımın kalanı için, buhrana girmeme neden olan, beni ansızın yakalayıp, beni nefessiz bırakan - bırakacak olan durumların hiçbirini kabullenmeme kararı aldım. Benim doğrum, benim çizgim, benim yolum ne ise bitmeyecek. Mücadeleyi bırakmayacağım. 

Kendimi seviyorum. 

Kendimi unutmayacağım. 

İsyan etmektense çözüme doğru yürümek yapılacak en sağlıklı şey. 

Geçmişte başarabildikleriniz aklınızdan çıkmasın. 

Ben çok ama çok acı bir şekilde unutmuşum. Hafızam, kötü anıları artık saklamıyor ama bana ihanet edip, kendime “ hadi” diyeceğim anılarımı da silmiş olmalı ki, ölü toprağımı atmam senelerimi aldı. 

Kendime döndüğüm için, ayakta durmak için gücü yine kendim kendime verdiğim için, aklıma koyduğumu yaptığım için, korkusuz olduğum için, giden günlerin geri gelmeyeceğini bildiğim için, kendimi daha da çok seviyorum. 

Ruhumu, aklımı bambaşka rotalara çevirmeye hazırım. 

Alışkanlardan değil tutkudan, başarma istediğinden, görme arzumdan, keşfetmeye olan bağlılığımdan kendime çizdiğim yoldan vazgeçmeye niyetim yok. 

Ve en güzeli ne biliyor musunuz? Hayal etmek! Kurduğum hayallerin gerçekleşmesini görmek
Hayal kurmaktan asla korkmayın. Çünkü onlar hayat rehberimiz. 

Hiçbir zaman rehbersiz kalmamanız dileği ile.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder